Yapay Hücre Bir canlının yapısal ve işlevsel özellikler gösteren en küçük birimine hücre adı verilmektedir. Uzmanlar uzun yıllar hücrenin yapısı üzerinde çalışmışlar ve kök hücre ile birçok hastalığa çözüm bulmayı amaçlamışlardır. Washington'daki Çalışmalar Washington'da bilim insanları tarafından uzun süren çalışmalar sonucunda, tamamen laboratuvar ortamında sentezlenmiş DNA taşıyan canlı bir hücre elde etmeyi başarmışlardır. Bu her ne kadar tam bir yapay organizma olmasa da, canlılığın laboratuvarda oluşturulabilmesi durumu insanlık açısından son derece önemlidir. Yaklaşık 15 yıldır insan yapısı, yapay bir canlı yaratmanın mümkün olup olmadığı konusunda araştırmalar yapan J. Craig Venter öncülüğünde üretilen hücre, laboratuvarda üretilmiş ve yaşayan ilk sentetik hücre olma özelliğine sahiptir. Bu durum bilim dünyasında yoğun ilgiyle karşılanmış ve proje, birçok kullanım amacı için, doğada görülen biçimlerinden daha farklı şekilde işleyen organizmalar yaratmak gibi çok daha zor bir hedefin önünü açmıştır. Bu çalışma önemli bir dönüm noktasıdır, çünkü bu buluş sayesinde ileri dönemlerde yeni yakıt çeşitlerinin üretimi, kirlenmiş suyu arıtmanın daha iyi yollarının bulunması, daha hızlı aşı üretimi gibi başka hayati önem taşıyan buluşların da yolu açılmıştır. Yapay Hücrenin Oluşum Süreci 1995'ten beri sentetik bir hücre oluşturmak için çalışan Venter ve ekibinin çalışmasının altında yatan ana fikir, DNA'nın dört bileşenini bir araya getirerek sentetik bir genom oluşturulması, daha sonra oluşturulan bu genomun bir hücreye yerleştirilmesi ve hücrenin bu genom tarafından yönetilmesi, büyümesi ve çoğalması şeklinde idi. Ekip, çalışmaları sürdürürken küçük problemlerin yanı sıra iki büyük sorunla karşılaşmışlardır. Bunlardan ilki, bu kadar büyük bir DNA nasıl oluşturulabilir sorunsalıdır, çünkü birçok kimyasal sentez tekniği birkaç bin DNA harfini bir araya getirmekten fazlası için çalışmamaktaydı ve bu da tüm genomu tek seferde değil, parça parça oluşturabilmek demekti. Venter ve ekibi bu soruna çözüm yolu bulmak için 15 yılın büyük bir kısmını milyona yakın bazı bir araya getirmenin kimyasını çözmeye çalışmakla geçirmişlerdir. Ekip uzun yıllar sonunda çözümü bulmuş, sentezlenmiş küçük DNA parçalarını, yerleştirdikleri ayrı ayrı bakteri hücrelerinde birleştirdikten sonra maya hücresine alarak, orada bir araya getirmişlerdir. Bir diğer sorun ise bu büyük DNA parçasını hiç kıpırdatmadan bir hücreye nasıl transfer edileceği konusu olmuştur. Bilim insanları önce bir bakteri türünden diğerine kromozom transfer etmek için denemeler yapmışlardır. Bunun için Mycoplasma mycoides adlı küçük bir bakterinin genomunu aldıktan sonra yakın bir diğer tür bakteri olan Mycoplasma capricolum'a transfer etmek için de yine yıllarca çaba göstermişler ve sonucunu olumlu yönde almışlardır. Daha sonra mycoides genomunun tamamını laboratuvarda sentezleyerek oluşturulan yeni yapay organizmaya 'Synthia' ismini vermişlerdir. Gelecekteki Etkiler ve Etik Tartışmalar Bilim dünyasındaki bu yeni buluşun geleceğimize ne gibi ışık tutacağı bilinmez. Ancak klonlamanın bulunmasıyla olduğu gibi bu buluşla ilgili de etik mi yoksa değil mi tartışmaları süreceğe benziyor. Etik olsun veya olmasın, böyle bir buluş gelecek yıllarda evrimleşmiş yeni türlerin de önünü açacak gibi gözüküyor. Ekstra Bilgi: Potansiyel Uygulama Alanları Yapay hücre teknolojisinin potansiyel uygulama alanları oldukça geniştir. Bunlar arasında şunlar yer alabilir:
Bu alanlardaki gelişmeler, insan sağlığı ve çevre koruma açısından büyük faydalar sağlayabilir. Ancak, etik ve güvenlik konularının dikkatlice ele alınması gerekmektedir. |