Hücre Teorisi, 1858 yılında Alman patalog Rudolf Virchow'un tüm canlıların hücrelerden meydana geldiğini ve bu hücrelerin birbirine genetik bilgiler aktardığını öne süren bir kuramdır. Hücrelerin Temel Özellikleri
Hücre Teorisi'nin Gelişimi 19. yüzyılda Alman bilim adamları Theodor Schwann ve Matthias Schleiden'in ayrı ayrı çalışmaları, hücre teorisinin temelini oluşturmuştur. Schleiden, 1838 yılında yayımladığı incelemesinde hücre ile ilgili açıklamalarda bulunarak, hücrenin gelişiminde çekirdeğin önemli rol oynadığı hipotezini öne sürmüştür. Her hücrenin ikili bir yaşam sürdüğünü, bunlardan birinin yalnızca kendi gelişmesiyle ilgili bağımsız olduğunu, diğerinin ise bitki hücresinin dokusunun bir parçası olarak görev yaptığını ifade etmiştir. Yani herhangi bir bitki hücresi, yaprağa, köke veya gövdeye ait olduğu sürece küçük bir organizma gibi iş yapar. Her hücre aynı zamanda ait olduğu daha büyük organizmanın yaşamına yardımcı olmaktadır. Schleiden bitki hücreleri üzerinde çalışmalar yaparken, Schwann hayvan hücreleri üzerinde durarak çalışmalar yapmıştır. Schwann, kurbağalar üzerine yaptığı çalışmalar sonucunda Schleiden'in bitkiler üzerine yaptığı çalışmalara kolayca uygulanabileceğini söylemiştir. Schwann, kuşların kas telindeki hücrelerine kadar incelemiş ve yaptığı gözlemler kendisini şu genellemeye ulaştırmıştır: Tüm dokuların birimleri hücrelerden oluşmaktadır. Organizmaların farklı da olsa bu birimlerinin gelişmesi için bir prensip vardır, bu prensip ise hücrelerin oluşumudur. Sonuç ve Önemi Schleiden ve Schwann, ne hücreyi bulmuşlardır ne de hücreyi adlandırmışlardır. Ancak canlıların hücrelerden meydana geldiğini ve hücrelerin bir araya gelerek birlikte iş yaptıklarını öne sürmüşlerdir. Bir hücreli organizmalardan meşe ağaçlarına ve insana kadar tüm canlıların hücrelerden oluştuğunu söyleyen bu temel varsayım, hücre teorisidir. Bu teori, biyolojinin temel taşlarından biri olarak bilimsel araştırmalara yön vermeye devam etmektedir. Ekstra Bilgiler
|